19 Aralık 2013 Perşembe

Mary Him If You Dare/ Future Choise 2013 Korean Drama

Bir Yayın Şirketinde geçen olayları anlatıyor dizimiz. İlişkiler, bir projenin ne kadar çabalarla yapıldığı ve bir kadının yaşı geçmiş olsa da yayın yazarlığına geçişini ve zorluklarından da bahsediyor.Yalnız bir fark var ki bu yayın yazarımızın gelecekten gelen bir misafiri vardır. Kendisi... Gelecekteki kocasıyla evlenmemesi ve kendi geleceğinin de düzelmesi için ona yol gösterir. Sözünü dinlemesi için çabalar durur. İşleri karmakarışık eder durur. Aslında karakterimizin tek derdi işi gücü toplumdaki amacını bulabilmek... Ajummasını pek de kale almaz...  

Oyunculara bakınca balıklama atladım diziye.. 
Bence iyiydi sadece şu vardı ki çok romantik olması gereken bir diziyi nasıl romantizimden uzak tutalım diye sormuşlar kendi kendilerine sanırım yapımcılar :)
Buna rağmen oyuncuların sıcaklığı diziyi kurtarmış. 
Sanırım o kadar dizi izledikten sonra Koreli yapımcılardan çok mu fazla şey istiyoruz :)


Jung Yong Hwa her zamanki gibi çok iyiydi.
Yoon Eun hye ye zaten söz bulamıyorum. 
Dong Geon Lee ile yeni tanıştım ama oyunculuguna bayıldığım için Sweet 18 adlı dizisine başladım. Ben daha erken yıllarda neden dizi çekmemiş ona şaşırdım ya da ben bulamadım başka dizisini... Sweet 18 de bitirip öyle yazmak istiyorum. Şimdilik çok komik geçiyor. 
tugbatugba

18 Aralık 2013 Çarşamba

Güzel bir oyuna Ne dersiniz? World Of Warplanes



World of Warplanes, askeri havacılığın Altın Çağı'nda geçen bir MMO aksiyon uçak savaşı oyunudur. Oyun, oldukça tutulan World of Tanks'ın zırhlı savaş temasının devamı niteliğindedir ve oyuncuları, hava hâkimiyetini elde etmek üzere hiç bitmeyen bir mücadelenin içine atacak.
Ben oyunu beğendim bakalım siz ne diyeceksiniz. 
tugbatugba

16 Aralık 2013 Pazartesi

Çocuklarda Korku



Harun Emir küçüklüğünden beri seslerden ürker. Bir çocuk bağırdığında korkar, elektrikli süpürgeden korkar, ani seslerden ürker, o kadar çok dinler ki uçak seslerini bile duyar. Biz onu telkin edip bu seslerin normal  olduğunu söylemekten ve sakin davranmaktan, bu korkuların bitmesini beklemekten  başka bir şey yapamıyoruz hali ile.  
İnternette biraz araştırdıktan sonra bu  makaleden çok hoşlandım hadi buyrun;

Birçok anne baba ve eğitimci, çocukların korkuları olduğunu bildikleri halde, çocukların bu korkuları hakkında yeteri kadar bilgi sahibi değildirler.
Korku çocukların görünen ve görünmeyen tehlikeler karşısında gösterdikleri doğal bir tepkidir. Korku bir nesneye, kişiye ya da bir olaya bağlıdır. Korkunun en önemli özelliği, korku veren uyaranın ani ve beklenmeyen bir durumda ortaya çıkmasıdır. Korkunun oluşumu, kişinin içinde bulunduğu çevrenin koşullarına, uyaranın şiddetine, geçmişteki yaşantılarına, o andaki fizyolojik ve psikolojik durumuna bağlıdır.
NEDENLER

Çocuk için yeni olan ve bilinmeyen her şey korku verir. 2-3 yaş çocukları yüksek seslerden, elektrik süpürgesinin çıkardığı sesten, gök gürültüsünden korkarlar. 3-4 yaşlarında bu korkulara annenin desteğini kaybetme, yalnızlık, yangın, kaza vb. olaylardan korkma eklenir. Bu yaş çocuğu için somut olayların yanı sıra hayal edilen şeyler de korku kaynağı olmaya başlar. Bunun nedeni çocuğun gelişmekte olan hayal gücüdür. Bu nedenle zeki ve üstün yetenekli olan çocukların korkuları daha çok ve çeşitlidir. 4 yaş civarında çocuğun korkularında yavaş yavaş azalma görülür.
5-6 yaşlarındaki bir çocuk masalların etkisi ile imgeleme dayanan nesnelerden korkar. Bu yaş çocuğunun çevre ile etkileşimi ve deneyimi artmıştır. Böylece tehlikeli olayları, durumları ve toplumun değer yargılarını öğrenmiştir. Hangi davranışlarının başkaları tarafından kabul edilmeyeceğini ya da onaylanmayacağını tahmin edebilir. Bu nedenle çocuk zaman zaman davranışlarının başkaları tarafından beğenilmeyeceği korkusunu taşır. 6 yaşta korkularda tekrar artma görülür.
Çocuk korkusunu ağlayarak, annesine sarılarak, bir yetişkinle birlikte bulunmak isteyerek, eşyaların arkasına saklanarak ya da sözel olarak açıkça belirtebilir. Çoğu kez iştahsızlık, uykusuzluk, gruba katılmak istememe, inatçılık, içe kapanma vb. davranışların altında yatan temel neden korkudur. Korku anında yüz sararır, nabız ve kalp atışları hızlanır, mide kasılır, kusma olabilir. Bazı çocuklar ise konuşurken kekelemeye başlarlar.
Çocuk korkuyu anne-babasını örnek alarak öğrenebilir. Annesinin köpekten korktuğunu gören çocuk, annesi gibi köpekten korkmaya başlar. Ayrıca çocuğa anlatılan korkulu masallar, eğitimde korkunun etkin bir araç olarak kullanılması, çocuğun aşırı derecede korunması, çocuğun geçirmiş olduğu kaza, deprem, sel, kavga, yaralanma, ölüm vb. yaşantılar da çocukta korku başlatabilir ya da mevcut korkuların uzamasına neden olur.
ÖNERİLER
Çocukta korkunun uzamasını ve olumsuz etkilerini önlemek için korkunun nedenleri araştırılmalı ve bu nedenler ortadan kaldırılmalıdır.
Anne-babalar çocukların korkularını yok saymamalı, asla küçümsememeli ve alay etmemelidirler.
Korkuları olan çocuğa sabırlı davranmalı, korkularını yenmesi için zaman tanınmalıdır.
Aşırı koruyucu bir tutum ile çocuğu her şeyden korkar hale getirmemelidir.
Çocuğa "Aman düşersin!", "Sen tek başına karşıya geçemezsin" vb. sözlerle çevrenin tehlikelerle dolu bir yer olduğu duygusu aşılanmamalıdır.
Fiziksel temasın çocuğun korkusunu kontrol altına almasında yardımcı olacağı unutulmamalıdır.
Çocuğun arkadaş grubuna girmesine ve öz güven duygusunu geliştirmesine yardımcı olunmalıdır.
Çocuk korkuları konusunda, konuşmaya hazır olduğu zaman onunla açıkça konuşulmalıdır
Çocuk korktuğu şeye yavaş yavaş alıştırılmalıdır. Örneğin denizden korkan bir çocuğun önce uzaktan denizi ve deniz kenarında oynayan çocukları izlemesine imkân verilmelidir. Daha sonra çocuğun önce deniz kenarında oynaması, sonra ayaklarını ıslatması ve yavaş yavaş denize girmesi sağlanmalıdır.
Çocuklara korkulu masallar anlatılmamalı, korkulu filmler izletilmemelidir.
Korkuyu hafifletmek amacıyla "Erkek adam hiç korkar mı?", "Sen artık kocaman oldun" gibi sözlerden kaçınılmalıdır.
KORKU ASLA BİR DİSİPLİN ARACI OLARAK KULLANILMAMALIDIR!
Korku çocuğu uyarır ve tehlikelerden uzaklaşmasını sağlar. Böylece çocuk birçok tehlikeden kendisini korur. Ancak korkunun çok olması ve yoğun yaşanması çocuğu rahatsız eder. Anne-babanın alacağı eğitsel önlemlerle çocukluk korkularının azalması beklenir. Ancak anne-baba ve öğretmenin hatalı yaklaşım ve davranışları çocukluk korkularının ergenlik hatta yetişkinlik dönemine kadar uzamasına neden olabilir. Korku çocuğun yaşamını engelleyecek düzeyde ise davranış bozukluğu olarak değerlendirilir. Bu durum uzman tedavisi gerektirir.
Çocuk Korkularını Önemseyin!
Korku, küçük yaşlarda yenilmediği zaman çocukta, zeka geriliği, aşırı sinir, hiperaktiflik veya içine kapanıklık (otistik), uyumsuzluk ve hassasiyet gibi tehlikeli rahatsızlıklar başlayabiliyor.
Korkuyu besleyici davranışlardan kaçının
Uzmanlar, aileleri, korkularından dolayı çocuklarını ayıplamaktan kaçınılması ve korkunun üzerine ‘çivi çiviyi söker´ yaklaşımıyla gidilmemesi konusunda uyarıyor. Çocuklarda korkunun, bebeklik döneminden başlayıp 4 yaşında doruğa ulaştığını belirtilerek ‘erkek çocuk korkar mı, koskoca adam olacaksın´ gibi sözlerin korkuyu beslediğine dikkat çekildi.
Bebeklik dönemine dikkat
Uzmanlar, çocuğun bebeklik döneminde her şeyin ürküntü verici olduğunu dile getirerek, alışılmamış bir nesne, yabancı bir yüz, yanına getirilen bir bebek, acıkma, susama veya altının ıslanması gibi nedenlerin çocukta korku duygusunu geliştirdiğini kaydetti.
Korkularla alay etmeyin
Uzmanlar, şu önerilerde bulunuyor; ´Aileler ve eğitimciler, çocuğun korku tepkileri karşısında sert tepki göstermekten uzak durmaları gerekir. Genellikle korku duygusu ortaya çıktığında ailelerin ‘erkek çocuk korkar mı, koskoca adam olacaksın´ gibi sözleri, korkuyu azaltmaz, aksine besler. Korkularından dolayı çocuğu ayıplamaktan, utandırmaktan kaçınılmalı, korkularla alay edilmemelidir. Korkunun üzerine gitmekten mutlaka kaçınılmalıdır. Ev içinde korkutucu bir nitelik, araç veya gereç olup olmadığı iyice araştırılmalı, çocuk eğer oyundan ve arkadaştan yoksun ise bunlara olanak yaratılmalıdır. Aşırı kollayıcı tutkuları gevşetmek, çocuğun kendi işini kendisinin görmesine katkı sağlanmalı. ‘Çivi çiviyi söker´ mantığıyla harekete geçip korkuları bastırmaya, bir korkuyu başka bir korkuyla yenmeye çalışılmamalıdır. Karanlıktan korkan bir çocuğu, karanlık odaya sokmaya
kalkılmamalı, karanlık odaya birlikte girilmelidir. Köpekten korkan bir çocuğa, çoban köpeği okşatmak korkuyu artırır, ama işe yavru bir köpekle başlarsanız, çocuktaki korku duygusunu en başından yenmiş olursunuz

14 Aralık 2013 Cumartesi

The Heirs ve Le min hoo Oppamız

The Heirs dizisini henüz bitirdim.
Dizinin konusunu anlatmayacağım her yerde konusu var zaten. 
Ben kadrajıma giren konulardan bahsedeceğim...
Kimi zaman hüzünlü bir diziydi kimi zaman eğlenceli... Yalnız  sanki bir dizinin 20 bölümlük bir fragmanını izledim gibi hissettim hep.  Dizinin ilk bir kaç bölümü süper gitti. Amerika sahneleri kore sahneleri falan. Sonra aynı yerde sürüklendi durdu sanki 150 bölümlük diziymiş gibi. Süre dolduralım misali... (Bizimkiler dizilerlerde yapıyorlar ya süre dolsun yeterki  kırk saat bakış çekimi :) ) 
Her bölümde üstü kapalı hayatların anlatımı, tekrarlar falan. 
Ya hu ana karakterlerin bile hayatı üstü kapalı... Ya bu kızın ablası kayboldu gitti ne oldu? Sonunda bir telefonla ortaya çıktı ama detay yok. Bu çocuğun abisinin sevgilisi (tamam ayrıldılar ama) vardı aniden çıktı gitti. daha neler neler...
 Satmaz mı dizi?  Le Min Hoo 20 bölüm boyunca baksın dursun taş gibi  satar dizi satmasına ama bizim adamı oynatacak bir senaryoyu yazamamışlar. Oyunculara yazık olmuş.
 Konu  süper , oyunculuklar süper, dizi müziği süper, mekanlar süper, senaryoyu kim yazdıysa batırmış. Replik yaz yahu replik be adam!  O konudan 100 bölümlük dizi çıkar.
Choi Young Do (Kım Woo Bın) senarist, adamı ziyan etmiş... azıcık daha yazsana adamda sahnede oynasın paşa paşa... Dizisi çıksın izlicem :)))
Mesela ben Lee Yoo Shinin ve Jo Myung Jo nun (atöylesine bittimmm ) hayatlarını çok çok merak ettim ikiside o kadar şirin ve derin bir karakterdi ki  ama kadraja girip bir iki kelamdan başka bir şey yapamadılar.  Bunlarında dizisi çıksın izlicem önleri açık :)))
Dizinin 18. bölümünün ilk 15 dakikasında herşey çözüldü gitti zaten. Bitti dedim şimdi ne çekecekler...
Kim Tanın (lee Min hoo) Anne ile baba ne oldu kaldı ortada. 
Yani anlatamayacağım derecedeki insanın hayatı ortada kaldı.
Korelilere burdan sesleniyorum  :))) Kim  Eun Sook (senarist oluyor kendisi) iş vermeyin  Oppamızın dizisini mahvetmiş :((((



Yani tuğba demediğini bırakmadın diziye  izlemeyelim mi derseniz izleyin beee içinde Lee Min hoo ile Park Shin Hye var :) azıcık da hayatlardan esintiler...
Söylediklerimde haksız mıyım izleyen biri bana yazsın lütfen ...
Genede... genede oppamızı bir dizide görmek çok güzeldi...
tugbatugba 

12 Aralık 2013 Perşembe

Kurulsun Sofralar, Kutlansın Yeni Yıl!


Tchibo her hafta yenilenen temaları, modayı kaliteyle bütünleştiren ürünleri ve lezzetli kahveleriyle sevdiğimiz markalardan biri.

Bir Tchibo mağazasına girdiğinizde sizi karşılayan harika bir kahve kokusu duyuyorsunuz. Ürünlere bakmak için sabırsızlansanız bile kahve standının önünden güç bela ayrılıyor ve ürünlere doğru yöneliyorsunuz. Ürünlerin hemen hemen hepsi keyifli renklerde ve tarz ürünler. Üstelik hepsi birbirinden kaliteli ve dayanıklı. Tchibo ürünlerinin kalitesi, alanında uzman kişiler tarafından çok sıkı ve acımasız testlerden geçiyor ve sadece testi geçebilenler satışa sunuluyor.

Gelelim Tchibo’nun bu haftaki temasına! Malumunuz yılbaşı geldi, hazırlıklar başladı. Yemek yemek kadar yapmayı da sevenlere müjdeli haber, bu haftaki tema; Yılbaşı Sofrası! Kurşun kristalinden kadehler, karaflar, bardaklar... Japon felsefesiyle üretilmiş, mutfakta harikalar yaratan yardımcınız olacak bıçaklar, özel baharat değirmenleri, daha neler neler...

Yılbaşı Sofrası temasındaki tüm ürünler birbirinden güzel ama içlerinden seçerek birkaçına daha geniş yer verelim. Konu yemek olunca mutfak yardımcıları başrol oynuyor. Mesela kızartmalar, çok lezzetliler ama hazırlarken mutfağı mahvediyorlar. Bu temada kızartma sorununu kökten çözecek bir Koruyucu Kapak bulunuyor. Onunla kızartmalar hem daha lezzetli hem de mutfağı kirletmeden hazırlanıyor. Mutfağın olmazsa olmazı bıçak. Keskin ve profesyonel bir yardımcı olan Santoku Bıçak da bu temada. Etlere lezzet katan marine edilmiş olmalarıdır. Öyleyse Marine Şırıngası da yılbaşından önce mutlaka mutfağınıza girmeli. Harika tatlılar yapmanız için mini krep pişirme makinesini de kaçırmayın derim.

Yılbaşı Sofrası temasında bunlardan başka birçok ürün daha bulunuyor. Daha ayrıntılı incelemek için Tchibo.com.tr’ye tıklayıp, keşfe başlayabilirsiniz. Şöyle keyifli bir alışveriş yapıp, sonrasında da kahveyle yorgunluk atmak isteyenleri, çalışanlarının yüzünden gülümseme eksik olmayan Tchibo mağazalarına davet ediyor ve ekliyorum; yeni temalardan herkesten önce haberdar olmak için Tchibo Facebook sayfasını (https://www.facebook.com/tchiboturkiye) beğenebilirsiniz. Keyifli alışverişler!

Bir boomads advertorial içeriğidir.



tugbatugba

11 Aralık 2013 Çarşamba

Şurup içmeyen çocuk şurup içerse ne olur?


Harun Emire şurupları zorla ağzını büze büze ellerini kollarını tutarak bazen de başka yollarla verirken; Harun Emir bir şişe şurubu içmeye kalkışır ve bizim ödümüzü kopartır....
Sonra hastanede geçen bir gece, bir gün... ömrümüzden giden ömürler...

   Aslında o kadar çok dikkat ederim ki ilaçları ortada bırakmamaya. İlaçlar  dolabın en üstündedir ben bile zor ulaşırım. Harun Emirin öksürüğü ve soğuk algınlıgından kullandıgımız ilaçlar biraz daha kolay bir yerde ama genede zor bir yer.  Zaten ödü kopuyor ilaçtan aklına gelmez diye düşündüm. Sen kaşla göz arasında dik kafaya en tehlikelisini. Bricaly (2 dozu hayati tehlike oluşturan cinsten bir ilaçmış)  Yatak, üstü, başı Şurup içinde. İçti mi? içmedimi? ne kadar içti? bilmiyorum. O kadar kısa bir zamanda yapmış ki bunu normalde gözümün önünden hiç ayrılmaz. olacak yaa...
   Hastaneye gidildi. Devletin zehir hattı var doktor hemen orayı arayıp talimatları aldı. Aslında iyi birşey kafalarına göre değil sisteme göre müdahale edip önlem alınıyor.    Bu arada midesi yıkandı yavrucağımın. bağıra çağıra ağlaya ağlaya :( Sonra yoğun bakım ünitesine alındı. bir gece orada kalacakmış. aldılar bebeğimi elimden. Ömrümden bir ömür daha gitti. Sonra beni de yanına aldılar. Beklediğim o 10 dakika yaşlanmama sebepti.  24 saat bizi müşaede altında tuttular. Çok şükür müdahele gerektirecek hiç bir şey yaşanmadı. Sabah normal servise geçtik orada tansiyan ve nabzı müşaede altında tutuldu.  Son olarak 24 saati tamalayınca doktorumuza son bir konrol olup çok şükür ki kazasız belasız çıktık.

   Elimize adli bir evrak tutuşturdular. karakola verecekmişiz. Bu da devletin bir işlemiymiş. Bu işlemide beğendim çünkü ne anne babalar var çocuğuna işgence yapan :( böylelikle ortaya çıkarılan.
Şimdi çok iyiyiz Elhamdürillah.
Kafamı bir türlü toparlayamadığım için ancak yazıyorum uzun uzun.
Allah kimseye yaşatmasın böyle birşeyi...


tugbatugba
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...