30 Haziran 2014 Pazartesi

Harun Emir, Havale Ve Havale Korkusu ile Yaşamak

     Çok üzgünüm...
     Şükrediyorum... 
     Stresliyim...
     Cumartesi günü evladım bıcır bıcır  şarkı söylerken bir anda sustu bir baktık ki havale geçiriyor.   Evet biraz ateşi vardı ama uzun zamandır ilk defa geçirdiği için beklemiyorduk ki... Bu arada ateşi 38,3 idi.Hastanede 39,3 ani iniş /çıkış...
     İlk havalesini 1 yaşında geçirmişti(38,6 ile) ve çok telaş etmiştik.Kıştı, Kar yağıyordu,yollar kapalıydı, arabalar çalışmıyordu. Zorla arabayı çalıştırmıştık ki eşim den Allah razı olsun o tüm zorluğu gögüslemişti. o geceyi unutmak için neler yaptık.
     Bu sefer sakin olmaya çalıştık ki evladının o halini görüp sakin olmak biraz zor ama... Bizim gibi ailelerin çok olduğunu biliyorum. Bizim gibi henüz ilk havalesini geçirmiş bir çocuğunuz varsa ve bizim gibi ilkinde telaş etmişseniz aşağıdakileri uygulasanız belki daha rahat bir nöbet geçirtebilirsiniz diye yazıyorum bu yazımı aslında. Çünkü Allah düşmanıma öyle bir şey vermesin çok kötü bir durum evladını o şekilde görmek. 
     İlk önce çocuğun ateşli olduğunu kabulümüz kaç derecede başlar ona bakalım. Makattan yapılan ölçümlerde 38 derece üzeri, ağızdan 37.5 , koltuk altından 37.2, kulaktan 38 derecenin üstündeki değerler ateş olarak kabul edilmelidir. Ben koltuk altından ölçüyorum ve eğer ateşi 37 olduğunu görüyorsam direkt alarma geçer ateş düşürücüsünü verip Harun Emir'i serin tutmaya çalışıyorum. Bu durum  biraz çocuğunuzun vücudunu tanımanızla alakalı. Ateşi normal durumlarda kaç hasta olacağı durumlarda kaça geçiyor bunu zamanla öğreneceksiniz. Bir de havale durumu biraz hassas çocuklarda meydana geliyor ani ateş çıkmaları durumunda. Bizde Ani inip çıkmalar çok fazla var. Ve tabii ki ailenizde havale geçirmiş var ise riskli durumdasınız.  


      Havale geçiren bir çocuğa ne yapılmalı?
     *Sakin olmaya çalışın (ki bu çok zor ama) sakin olmak atak süresini kısaltırmış ki ikincisinde bunu gördük.
     * Atağı durduramazsınız bunu biliyorsunuz değil mi?
     * Evladınızın başını yumuşak bir  yastığa koyun ve yan yatırın sakince onunla konuşun 'geçecek, bitti, iyi olacaksın' gibi telkinler verebilirsiniz bu sizi de rahatlatır.  
     * Yan yatırdığınızda nefes kontrolü sizde olacak rahat nefes aldığından emin olun sesler çıkaracak ağzından köpük gelebilir ama sakin olmaya devam edin nefes alıyor değil mi?
     * Atağın geçmesini bekleyin. Birazdan gözlerini açmaya başlayacak. Ona adıyla seslenin geçtiğini iyi olduğu telkinlerinde bulunun.
     * Yine sakince en yakın hastaneye gidin.
     * Uyuma meğilli olabilir uyuyabilir. 
     * Dili tutuk olabilir ama tepki verecektir merak etmeyin elimi sık dediğiniz elinizi hafifte olsa sıkacaktır. Yavaş yavaş hepsi geçecek...
     * Yarım saat için de Allah' ın izni ile de açılacaktır merak etmeyin...

       Biz ikinci ateşli havale geçirdiğimiz için bir çocuk nöroloğuna göstereceğiz inşallah. Doktorlar normal bir şey sakin olun  dese de insanın içine sinmiyor. Genelde bir şey çıkmazmış dense de tedbir bizden takdir Allah'tan. Soğuk havale geçirirse evladınız bu problemmiş. Sıcak havaleden bir şey olmazmış. 
      Yazarken bir daha yaşasam da belki ihtiyacınız olursa diye yazıyorum.
      Çantanızda her daim çocuğunuzla alakalı ilaçlar ve ateş düşürücüler/ ölçücüler bulun malı bu sizi daha güvenli durumda tutar. İçiniz ferah olur.  Ben acil durum çantası taşırım içinde ilaçları burun spreyleri ateş ölçerlerin, yara bantlarının  vs. ihtiyaçların bulunduğu...
     

      6 yaşına kadar riskli bölümdeyiz Harun Emir henüz 3,5 yaşında. Her hasta olduğunda diken altındayız. Ateş havale geçirmesini tetikliyor çünkü. Rabbim bir daha yaşatmasın. Rabbim evlatlarımıza sağlık sıhhat nasip eylesin. 

tugbatugba

Televizyon, Müzik, Magazin, Moda, Sanat ve İş Dünyası “Magnum Altın Kelebek Ödülleri” Gecesinde Buluştu.

Televizyon ve müzik dünyasının en iyilerinin ödüllendirildiği Hürriyet Altın Kelebek Ödülleri, bu sene haz tutkunlarının vazgeçilmez markası Magnum işbirliğinde, Zorlu Center PSM’de gerçekleştirilen görkemli bir törenle sahiplerini buldu.

Saat 19.00'da kokteylle başlayan gece Sibel Arna, Onur Baştürk, Cengiz Semercioğlu, Ömür Gedik ve Ece Sükan’ın ‘in konukları karşılamaları ve davetlilerle kırmızı halı röportajı yapmalarıyla tam bir Oscar havasında gerçekleşti. Her sene olduğu gibi kazananların Hürriyet okurlarının internet ve posta yoluyla gönderdikleri oylarla belirlendiği gecenin sunuculuğunu başarılı oyuncu Mete Horozoğlu ve Nefise Karatay gerçekleştirdi.








Gecenin onur konuğu ünlü Hollywood yıldızı Jessica Alba’ydı. Güzelliği ve zarafeti ile tüm davetlileri kendine hayran bırakan ünlü yıldız,  törende sırasında yaptığı konuşmada  “Burada bulunan bir çok harika sanatçının verdikleri emeği kutluyorum. Bu emeklerin insanların hayatına kattığı mutluluğu görmek bir sanatçı için çok değerli. Magnum Altın Kelebek Ödül Töreni bu çalışmaları takdir ediyor ve bu şekilde sanatçıları destekleyen organizasyonlar, markalar olduğu için çok şanslıyız. Ben de bunun bir parçası olduğum için çok heyecanlıyım. Katılan tüm sanatçıları şimdiden tebrik ediyorum. Hepinize keyifli bir gece geçirmenizi dilerim” dedi.


Ozan Doğulu’nun son albümü “130 bpm Moderato”da, “Harika” şarkısını okuyan Ajda Pekkan-Kenan Doğulu, törende Ozan Doğulu’yla birlikte sahne aldı.  Üçlü, albümün çıkış şarkısı “Harika”yı

ilk kez Magnum Altın Kelebek gecesinde seslendirdi.

Gecenin ikinci sürprizinde, Sinan Akçıl babası Saim Akçıl’la birlikte sahnede aldı.  Borusan Filarmonu ve Tekfen Flarmoni orkestralarını kuran Saim Akçıl’ın yöneteceği orkestra ile sahneye çıkan Sinan Akçıl, “Güzel Kız” ve “Tabi Tabi” şarkılarını seslendirdi.

Başarılı sanatçı Gökçe her zaman çok konuşulan ve ses getiren show’larından birini  30 kişilik dans ve Bando ekibiyle birlikte gerçekleştirdi. Son albümü’ Kaktüs Çiçeği’nde yer alan ‘Aşkım Aşkım’ ve ‘Sittin Sene’ şarkıları ile sahne alan Gökçe’ye ‘Sittin Sene’ şarkısında ‘Kamufle’ eşlik etti.



“Magnum Altın Kelebek Ödülleri”




Bir boomads advertorial içeriğidir.









26 Haziran 2014 Perşembe

Goliyon Ki Rasleela / Ram İLe leela 2013

Neşeli, Renkli, Danslı, Acıklı, Bissürü insanlı müzikal tadında hemde Menşei Hindistan olan   bir film izlemek isterseniz sizi bu filme buyurun derim.


Oyuncular:
Priyanka Chopra
Deepika Padukone
Krishna Singh Bisht
Ranver Singh 

Konusu aslında Romeo İle juliet'e çok benzer. Düşman ailenin çocukları birbirlerine aşık olurlar. Daha sonra çok kötü bir olay olur ve abileri birbirlerini vurur ve Ram ile Leela da buna dayanamaz ve   evlenmek için kaçarlar.  (amma ve kullandım yahuu :))
Fakat Ram 'ı arkadaşları bulur ve kızın ailesine de haber verirler. Bu sırada Ram ile Leela birbirleri ile evlenmiş olsalar bile aileler evlatlarını geri alırlar. Hatta Ram'ın ailesi Ram'ı  bu konuda tebrik ederler kızı alıp bıraktığı için ama Ram Leela'yı isteyerek bırakmamıştır.
Daha da anlatmayayım Sonra bissürü bissürü olay olur. Sonraaa... Söylemeyeceğim izleyin :)  Ama çift birbirine çok yakışmış.
Ben izlerken zevkle izledim O renkler, Danslar o çoşku inanılmazdı. film IMDB den 6,4 puan almış. Daha fazlasını bile hak ettiğini düşünüyorum.

Bu video Filmden alınma bir dans sahnesi. İzlerken insanın bir oyana bir bu yana hoplayıp zıplayası geliyor :)
tugbatugba








24 Haziran 2014 Salı

Game Of Thrones

Büyük ısrar üzerine Game Of Thrones dizisine başladım.O kadar dizi izlemişim bu diziyide  mutlaka izlemeliymişim... Henüz birinci sezondayım. 
Konusu , Büyük bir ülke; doğudan, batıya, kuzeyden, güneye... Taht kavgaları iç çatışmalar ve oynanan oyunlar.  Garip bir şekilde bağlıyor kendini size... Konusu çok güzel ah şu abuk sahneler de olmasa daha güzel olacak... Bu diziyi seyredenler çok büyük bağlılıkla seyrediyorlar.  Hadi bakalım...
tugbatugba

21 Haziran 2014 Cumartesi

Zindagi Gulzar Hai (Hayat Bir Bahçedir)

  



   Pyaarlanmışken Hindistan, Pakistan dizilerinde dolaşıyorum bu aralar.
   Aslında diziyi izleyeli biraz oldu umarım dipnotlarımı kaçırmadan sizlere aktarmış olurum.
   İlk defa bir Pakistan dizisini izlediğimi belirmek isterim.
   Beğeneceğimi de düşünmemiştim fakat bir arkadaşım o kadar çok ballandırmıştı ki diziyi izlemesem ayıp olacak gibi hissettim ki iyiki de izlemişim. Arkadaşımın yazısı için tık tık
   Bölüm Sayısı 26
   Aslında hindistan dizilerinde 300/400 bölümü izleyince 26 bölüm bayağı bir kolay geldi.

    Annesi ve iki kız kardeşi ile yaşayan Kashaf okumak için ünlü ve özel bir koleji burslu olarak kazanır. Kashafın annesi küçük bir ilkokulda müdür olarak çalışmaktadır. Babası ise annesi neden devamlı kız doğuruyor diye başka bir hanımla ikinci kez evlenip onunla yaşamaktadır. Kashaf ve ailesi maalesef babasından kesinlikle destek görememektedir. Destek görmeyi bırakın bir de üstüne üstlük burnunu herşeye maydanoz olup sokan ve her daim bu küçük ve güçlü anne ve kızları devamlı ezme hevesiyle kapılarını çalan bir baba... dizide babaya kat be kat uyuz olacaksınız. Koleji kazandığında sevineceğine  bana masraf olacak yük olacak  diye evlendirmeye kalkan baba annesinin desteği ile evlenmekten kurtulan Kashaf... Kashafın evlenmesini reddeden okuması için direten anne, babadan bir tekme daha yiyip evlerinden atılıyor...(diyorum ya adamı boğasım geldi diye) konunun birinci bölümü bu şekilde....
     


    ( Böyle bir aile gözümüzün önünde... dizi biraz belgesel tadında geçse de ben çok beğendim. Bu yüzden ve sanırım ülkenin Pakistan olduğundan ötürü çok fazla görüntü zenginliği ve teknolojisi  beklemeyin derim ama çok güzel bir konusunun var olduğunu tekrar belirtmek isterim. Bu arada dizimiz Müslüman dizisi. Başka müslüman ülkelerin dizilerini izlemek biraz da olsun kültürel ve dinsel açıdan bilgi edinmemizi de sağlıyor aslında...  )
    Kashaf namazında niyazında bir genç kız olmasına rağmen elinden düşürmediği günlüğüne devamlı isyankar yazılar yazıp izlerken sizi çileden çıkartabilir. Bazen  Haşa Haşa demekten dizinin altyazılarını kaçırdığımı belirtmeden edemeyeceğim. ha çarpıldı ha çarpılacak bu kız diye izledim diziyi. O kadar çok isyan ediyor ki yaşadıklarına... Erkeklere babasından dolayı güvenmiyor. Asla ve asla da evlenmek istemiyor. Tek derdi kendi ayakları üstünde durmak ve ailesine kız kardeşlerine destek olmak, özgür olmak, babasından kurtulmak (ki nefret ediyor babasından)...  Ve böyle bir kıza öyle tontiş ve sevimli bir anne vermiş ki Allah... her şeye şükreden buna da şükür bugüne de şükür diyen herşeye pozitif bakan hayatını çocuklarının hayatlarına adamış onları okutabilmek için çıplak ayak gezmeye razı olan, devamlı kızlarına destek olan  bir anne... Ve izlerken diyeceksiniz ki bu kıza Allah  bir de kötü durumlarına rağmen anneleri gibi şükreden, çok tatlı, yaşam hakkında pozitif hayaller kuran kız kardeşler vermiş.
     Kashaf bir şekilde koleje başlıyor ve ordaki öğrencilerin çok çok zengin olduğunu gördükçe daha çok isyankar ve negatif olsada daha çok daha çok çalışıyor ve ezikliğini çalışkanlığı ile gidermeye çalışıyor...


     Zaroon;
     Her zaman okul birincisi, gitar çalan, popüler, fırlama tiplerden bir çocuk. Herkesle flört edip zıpır olması ile de ünlü biri. Çok zengin ve her şeyi istediğinde anında önünde olan bir insan.  Ailesi aynı evde ve birlikte olmalarına karşın herkesin kendi hayatı özgürlük mözgürlük uğruna ilgisi biz anne söz konusu bu ailede de...(Çok fazla ders var.)
    Zaroon ve Kashaf zıt bir karakterler yani. Karşılaşmaları da daha doğrusu düşmanlıkları da  kolejin ilk günü Kashafın kabul listesinde ilk sırada olmasından kaynaklanan Zaroonun Kashafın orada olmasını tahmin etmediği ve sarf ettiği sözler ki listenin 3. sırasına hiç düşmemiş bir adamdan bahsediyoruz. Hasetinden çatladı beyfendi. Kashaf da bunun altında kalmadı  ve Zaroonun her seferinde burnundan getirdi. Zaroonda altta kalırmı hiç... Ve her ders ikisinden kaynaklanan kavgalar baş gösterdi. Buna dayanamayan Zaroon Kashafa bir oyun düzenledi ve Kashafın erkekler hakkında bir kez daha yıkılmasını ve tekrar ve tekrar aralara duvarlar örmesini sağladı.Bu arada  Zaroon kız arkadaşının ve ailesinin zoru ile nişanlanmıştır. Kashaf hem okur hemde ailesine yardım etmeye devam eder. Evlerinden atıldıkları için kiraya çıkan aile gerçekten çok zor durumdadırlar. Anne ve kızları geçinebilmek için eve öğrenci alıp ders bile vermektedir. Bu olaylar olurken ortanca kardeşleri çok iyi bir aileye gelin gider. Annesi Kashafı ilk önce evlendirmek istese de Kashaf bunu istemez ve kardeşlerinin önünü açar. Düğüne babası gelmeye tenezzül bile etmez. Küçük kız kardeşi Mühendislik fakültesini kazanır. Babasının bir tanecik, biricik oğlu, şımarttığı tek oğlu çok tembel çıkar bir işe yaramaz üniversiteye bile giremez.  
     Kolej biter ve Zaroon ve Kashaf artık birbirlerinden kurtulurlar.  Kashaf İyi bir mevkiye gelir Zaroon ailesinin işini yapmak istemez o da devlet işinde çalışır. Ve bir Gün İş nedeni ile karşılarlar DININININI :) Kashaf 'Nerden çıktı bu yahu en son görmek istediğim insan diye isyanlara başlar bile' Zaroon nişanlısından ayrılmış (kendisi yetişme tarzına ve ailesine rağmen korumacı ve gelenekçi bir adamdır) Kashafı görünce pek bir hoş olur çünkü evlenmek istediği kişiliğin Kashaf tarzında bir kız olması gerektiği kafasına DANK etmiştir. İşte ne yaparsın büyük AŞKlar kavga ile başlar diye bir söz vardır :) Bunlar iş nedeni ile arada sırada görüşürler Zaroon Kashafa  Yakınlaşmaya çalışsa bile önceden yaptığı hatalar yüzünden Kashaf yanına dahi yaklaşmasına izin vermez. Ama Zaroon pes etmez üniversitede ki ikisinin de çok çok yakın olduğu bir hocalarını araya sokar. Bir şekilde hocayı ikna eder ve Kashafla konuşmasını sağlar. Kashafın siniri ayyuka çıkar Zaroonu görse saçını başına yolacak o derece yani yakalasa gebertecek...
     Birşekilde bir seferlik bir görüşme ayarlanır ve Zaroonun bir hareketi Kashafın bu evliliğe Evet demesine neden olur (herşeyi anlatmayayım onuda izleyin :P ) 

   Ve evlenirler. (bazen bu kadar konunun 26 bölüme nasıl sığdırdıklarına şaşıp kalıyorum)











    Bitti mi hayır bitmedi bu sefer de birbirlerine uyum, Yaşam felsefesi çatışması, Zaroonun kıskançlığı derken yaşamları bayağı bir çalkantılı geçer ki Kashafın Zaroona evlense bile sırtını dayayıp güvenmesi çok zaman alır. Güvenince de hani balından yenmez derler yaa işte o olur. birbirlerini çok sevdiler ama felsefelerinden de hiç bir zaman vazgeçmediler. Evlilik hakkında da çok fazla dersler var... Mesela Kashafın hamile kaldığında ki ağlamasına üzüleceksiniz. Çocuğunun cinsiyetini öğrendiğinde ki dehşet ve de korkusunu da... Pakistanda kadın olmak çok zormuş bunu anladım. Aslında tüm dünyada kadın olmak çok zor hele ki bir de Müslümansan, değerlerin varsa... 




Kashaftan böyle sözler tüm dizi boyunca neredeyse duymanız imkansız...


  Aslında daha fazla spoiler ( :) ) vermek istemiyorum. Hem kısa bir dizi hemde tatmin edici bir sonu var. Daha ne isteriz. Yaşam hakkında aile hakkında çok fazla dersler çıkarmamız gereken kısımları var. Çok güzel bir sevgi var. Müslümanlık hakkında çıkarmamız gereken bir çok ders var...

Bu sahne bana çok acı geldi. Müslüman bir insanın namaz saatlerini bilmemesi. 
hatta abdest almasını bilmemesi.
hatta ve hatta namaz kılmasını bilmemesi. 
Bu durum  bizim toplumumuzda da geçerli değil mi! kimliklerinde islam yazan yada ben müslümanım diyen çoğu kişi ne namaz kılmasını ne vaktini ne de abdest almasını biliyor.. Bu çok acı bir durum maalesef...


Bence bu diziyi siz izleyin... Hatta yazıyı yazarken bir daha izleyesim geldi.
Herkese İyi hafta sonları...
Dizi tanıtımları yavaş yavaş gelecek :)
tugbatugba



18 Haziran 2014 Çarşamba

Revolution Final Yaptı

Revolution da Final yaptı Ne FİNAL AMA!
Not: Yazılar Tamameyle dizi ve final hakkında bilgi içeriklidir şimdiden demedi deme :)

Hızlı ve iyi başlayan 1. Sezondan sonra Hızla düşüşe geçen ikinci sezonun sonunda Revolutıon 'ı bitirme kararı almış yöneticiler. İkinci sezonun sezon finalinde güya final yaptılar... Finale final demek olmaz saçma sapan belki geri döneriz diye tonla açık kapı bırakıp öyle gittiler...
Sorularımızın hiç birine cevap veremeden ikinci sezonun tümünü vatansever saçmalıklarıyla bitirdiler. Kendi çemberlerinde dönüp durdular ki oysa nanonun peşinden gitselerdi belki daha iyi reyting kapacaklardı. Vatanseverlerin peşinden gidip birinci sezonun çok çok basit kopyasıyla önümüze tam 22 bölüm sundular ki 22. bölümde kafalarına dank edip nanodan biraz kopya verelim belki döneriz tiriplerine de girmedi de değiller.

Şu olaya gıcık oldum ki  dizide başrollerden  kimseyi öldürmeyip gidip Jasonu öldürme kararları. Zaten final yapıyorsun illa birini öldürmemiz gerek yoksa ayıp olacak diye bir düşündeleri olmuş sanırım fakat eğreti bir ölüm oldu.
Bu kadar iyi bir diziyi nasıl mahvettiklerini gerçekten anlamadım. Girdiler bir bataklığa  çırpındılarda çırpındılar izin versek 2 sezon daha vatansever bataklığında çırpınıp dururlardı.Çok şükür ki yapımcılar bunun farkına vardı keşke daha önce varıp konuyu toparlama şansı verselerdi ve bu iyi dizi bukadar saçma bir şekilde bitmeseydi.

22.bölümün sonlarına doğru guya vatanseverlerin kökünü kurutacakları kesinleşti gibi sonra yan çizip araya nanolar girdi. 

Ana karakterlerimiz bir rahat etti gibi ama rahat ettiklerini göremedik. ki popolarının üstüne oturan tipler değiller maalesef. Ne bilim bir çiftlikte yıllar sonra falan diye tipik amerikan dizisi olayına girmemişler mesela. Bunu beklemiştim.

Derim ki eğer merak ediyorsanız Aslanlar gibi birinci sezonu izleyin memnun kalacaksınız,merak edeceksiniz, zevk alacaksınız.  İkinci sezonun bakma teşrifinde bile bulunmayın çünkü boşuna olacaktır. Dizi birinci sezonun sezon finalinde bitmiş gibi sayacağım. Çünkü diziye ancak böyle birinci sezondaki gibi bir  final yakışırdı. En azından elektrik gelmişti...

tugbatugba 

6 Haziran 2014 Cuma

Havaların durumu ve Sıla

Bugün işteyim sanırım işleri bu aralar çok boşlamışım önümde bir yığın evrak birikmiş. bugün biter mi... sanmıyorum... 
Uzun zamandır kendimden bahsetmiyorum diye düşündüm genelde diziler, filmler, alışveriş postları ile doldurdum buraları...
havada tam yazmalık olunca biraz karalamak istedim...
Bizde durumlar;
Harun Emir okula başladı...
Severek gidiyor bazen gitmek istemiyor....
4 yıldır yediremediğim yemekleri yiyor...
Bazen seviniyorum yiyor diye bazen üzülüyorum ben hala yediremiyorum diye...
Ama yine de yiyor ya içim ferahlıyor sonuçta birazda bunun için okula yollamadık mı...
Oğlum da büyüdü...
Zaman çok çabuk geçiyor...
Boyumca da olacak inşaallah...
Bir aydır ofline durumdayız...
Harun Emirin hastalığı... 
Hastalığından kaynaklanan ateş nöbetleri falan derken yarasa misali gece yaşamaya başladım...
Biliyorsunuz 1 yaşında havale geçirdiği için ateş bizim kabusumuz... Ateşi düşsün nefes alımı rahatlasın diye deniz kenarına kadar götürdük. deniz ferahlatırmış insanı...
Serumlar hava vermeler meğer Laranjit olmuşuz. Bizimle çata çat tartıştığı için ses tellerinden kaynaklı bir durummuş. Eve Nem makinesi aldık... sabahları da sakız çiğniyor bunlar iyi geliyor. tıkanmasını engelliyor... 
Sonunda bende buldum kendimi yatakta tabii Harun Emir iyileşir iyileşmez...
Herhalde anne olunca çocuğun iyileşmeden hasta olma lüksün ve hakkını kendinde bulamıyorsun vücuda o fırsatı vermiyorsun son raddeye kadar dayanıyorsun Rabbin izniyle. ama sıkı sıkı iki gün yataktan kalkmamacasına yattım ... (Götürdüm dizileri)
şükür iyiyim....
Yalnız bir anda gözlerimin kızarıp vampir filmlerindeki Yeni doğanlar gibi kıpkırmızı ve şişik olunca korkmadığımı söyleyemem...  düşünsenize gözünüzün beyazı kıpkırmızı ortada masmavi birşey parlıyor vuu ben görünce korktum...
Hatta vampir ısırığı falan mı aldım diye düşünmedim de değil...
 Ama yooo canım kan istemiyordu ya da birilerini ısırmak...
Doğum izim hala duruyor sonuçta biliyoruz vampir olunca fıt bır hatun oluyorsun yok anacım bel ağrımda devam ediyordu nıck vampir olmamıştım tüh beee en azından fıt bir hatun olacaktık...
meğersem kırmızı göz diye  enfeksiyonel bir salgın varmış bu aralar ona yakalanmışım... gece gündüz damlalar falan derken şişlikler indi kanlanmalar hala mevcut...
Bu ay sadece hastalıklarla geçti... Haziran da yağmurla geçiyor kesin depresyona girerim...
Aslında Rabbim Ramazana hazırlık yapıyor havayı temizliyor, yağmur yağdırıyor...
Bizde durumlar böyle
vakit su gibi geçiyor elimle bir kırıntı bile tutamıyorum... 
yaşım ilerliyor onuda durduramıyorum...
şimdi 20 olacaktım ki :P diye başlayan sözleri söyleceğimi hiç düşünmemeştim.
pek bir depresif oldu yahuu...
evraklar beni bekler...
kaçtım ben :)
bugün tam Sıla dinlemelik hava hadi dinleyelim şu şarkıyı
herkese iyi hafta sonları
İstanbulun yada türkiyenin yada dünyanın neresinde olursanız olun 
gökyüzüne bakın ve kendiniz için dünyaya bir göz kırpın 
ahanda buda günün sözü olsun :)
sustum...

tugbatugba

 


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...