30 Temmuz 2009 Perşembe

ABATTAN SONRA YEDİGÖLLER



Abanttan sonra iki tane ayrım yaşadık ya gölcük diye bir yer varmış oraya gideceğiz ya da yedigöllere.. günü birlik gittiğimiz için bir yeri tercih etmek zorundaydık. biz de yedigölleri tercih ettik.


ilk önce çıktık... bayağı bir çıktık... sandım yaylaya çıkıyoruz. karadeniz, batı da olsa karadeniz işte hemen kendini yeşiliyle sık ağaçlarıyla belli ediyor.




çıkarken (yayla evleridir herhalde) çok dolu olmadığını düşündüğümüz evlerin arasından geçtik. dağ tepe diyar geçtik. çıktık çıktık... hatta ben bir ara korktum çünkü yollar bize bahsettiklerinden çok kötüydü... 25 km'yi 1,5- 2 saatte geçtik.. o kadar yavaş gitmek zorunda kaldık yani...




ve sonunda vardık ilk gölümüz İnce göl...



Bu da Sazlı göl...




buda su yılanımız...


göllerin içerisinde bol bol bulunan kurbağalardan sadece birtanesi.. kurbağa kermit mi acabaaa :P

Kuru göl...




Burada bir göbek profilimiz var ama :P

kuru göl köprüsü


serin göl





ormanın içerisindeki şelale



dilek çeşmesi



büyük göl.. en çok beyendiğim...


göllerimizi gezdik çok yorulduk.. ve dönüş yolumuza girelim dedik yolumuza geyik çıksın diye çok dua ettik çünkü serbst yaşam alanları bölgesiydi çıkmadı maalesef..



sonundada boludağına tırmanıp şahane bir dağ şöleni eşliğinde yemeklerimizi yedik..





yedigöller efsanesi hakkında kısa bir bilgi;
Göllerin isimleri: Sazlıgöl, İncegöl, Küçükgöl, Deringöl, Büyükgöl, Kurugöl ve Seringöl’dür.
edigöller isminin hikayesi ise bilinen rivayet efsanelere göre şu şekildedir: Bu yedigölün bulunduğu yere 7 evli çift gelmiş.Bunların her biri bir yere ayrılmış.Büyükgölün olduğu yerde en büyük çift. Küçük gölün olduğu yerde ise en küçük çift kamp yapmış. Sazlıgölde ise damat geline sürekli saz çaldığı için sazlı göl olmuş. Nazlıgöldede gelin damada sürekli naz yaparmış bu yüzden orası nazlıgöl olmuş.Sabah bu 7 çiftin yerine 7 tane göl varmış.
tugbatugba

29 Temmuz 2009 Çarşamba

GECİKMİŞ ABANT YOLCULUĞU


İŞte Balayı çifti Abant yollarına düşmüş...


işte abant bayıldım ben burayaa!




atları gördünüz mü! süper yaa!

burada kahvaltı yaptık.. ağaçlarda sıra sıra hamaklar vardı harikaydı keyfini sürmeden çıkmadık...

işte kahvaltı soframız. ben çok fazla aç olmadığım, dayanamayıp arabada birşeyler atıştırdığım için soframızı abartmadık.. ama köy ekmeği süperdi.. uzun zamandır böyle güzel tadı ve kokusu olan ekmekten yememiştim..

güzel demlenmiş bir çay olmadan bu güzel hava çekilmezdi doğrusu



kavaltı yaptığımızyerden.. tam göl karşısı harika kuş sesleri sessizlik.. aslında hafta içi diye sessizmiş.. hafta sonu çok kalabalık olurmuş.. bizde karar verdik eğer bir daha gelirsek gene hafta içi geleceğiz.. başka türlü anlanmaz buraların tadı sankim...




atlara bakın yaa güneşi bulmuş o kadar neşelilerdi ki birtanesi dönüp dönüp duruyordu anca bu kadar yakalayabildim izlemekten...

yukarıdaki köylerden bir tanesi peynir, bal ve başka taze ürünler temin edilebilir süper yerde yaşıyorlar yaa.. herhalde yayla olarak kullanıyorlardır burayı. yoksa kış bayağı bir soğuk geçer buralarda...



ve Abanttan çıktık Yedigöllere doğru gidiyoruz.. onuda diğer yazıda inşaallah..

Abanttan notlar;
* Kesinlikle Rabbin vermiş olduğu nimetlerden sadece bir tanesi
* Süper biryer dinlenmek ve eğlenmek için kesinlikle can sıkıntısı olmaz. kene olacak diye biz çok fazla çayırlara yayılamadık ama ahh olmasaydı da yayılsaydık uzunca çayırlara...
* hafta içi gidilebilse tam süper olur.
* keşke kalabilseydik birkaç gün daha gölü gecede görmek isterdim. bir daha ki sefere inşaallah.
* uzun uzun yürüyüşler yapmak için çok ideal biryer...

27 Temmuz 2009 Pazartesi

küçük domatesler ve küstüm çiçeği...





hafta sonunuda yorgun vede yorucu ama huzurlu bir şekilde bitirdik. keşke bitmese hep devam etse dedik ama gene de bitti işte :)))



cumartesi günü işten çıktığımız gibi soluğu fotografçıda aldık. mecidiyeköyde. düğün fotografalrımız ıhlamur köşkünde çekilmişti. resimleri görmeye, seçmeye ona göre albümün yapılmasına karar verdik.gördük beyendik, seçtik, albüm için karar verdik. benim hesabım hemen eve gidip bir tatlı yapmaktı ama eve erken geçemeyince tatlı düşüncelerim kayboldu. (önemliolan düşünmekti ama demi :) ) mecidiyeköyden direkt yapı marketlerin birine gidip televizyonumuzun kenarındaki kabloları düzenlemek için ara boru aldık. kablolar ne güzel kayboldu oh dünya varmış dedim :) yapı markette gezerken gözüme fesleğen takıldı.. çiçek bölümüne geçtik. eşim çiçekli birşeyler al dedi ama ben fesleğen diye tutturdum. onun için de çiçekli bitkiler bakarken küstüm çiçeğini farkettik. ben ortaokul dönemlerinde bu çiçeği biliyordum ama eşim bilmiyormuş. çok hoşuna gitti onun içinde küstüm çiçeğini aldık. her ikisi içinde birer saksı. toprak ararken küçük domatesleride görünce dayanamadım. baksanıza ne tatlı yahuu... anlayacağınız bakıma muhtaç evimizde bizden hariç 3 kişi daha var. bu sabah kaltık topraklarını kontrol ettik. onlar için evde olmadıgımız için çoook nadir açılan güneşlikleri açtık.. evden öyle çıktık...
cumatesi günkü yemek güzel geçti. mönüde.. soğuk çorba( doğulular bilir bugday yoğurt nohut ve bulgur dörtlüsünden oluşur) tarhana çorbası, taze fasulye, yaprak sarma, biber dolma, fırında sebzeli tavuk, patatesli börek, çoban salata ve pilav
ardından sütlü hafif bir tatlı...
onun ardından da meyve tabağı...
gecenin sonunda ise yorgun biz...

pazar sabahı erken kalktık bana kalsa 12ye kadar uyurum ama eşim erken kalmayı seviyor. oturma odasında güzel bir keyif kahvaltısının ardından yapılacak işler yapıldı. akşamki yemek iptal olsada gürpınar yolcusu olduk öğleden sonra... tamda arım balım peteğimi izliyordum çıktık. oysa ne severim o filmi... ilk izlediğimde cüneyt arkına hayran kalmıştım... gürpınarda 13 set oynadığımız valeyboldan sonra yorgunluktan bitap kalınca erkekler havuza girdi, bizde balkon keyfi yaptık... hava sogudugundan ötürü havuz bizi cezbetmedi... ve pazartesi işteyiz...

küsünce böyle oluyor...
küstüm çüçeği salona,
domatesler ve fesleğen mutfak camına kondu...

24 Temmuz 2009 Cuma

HAYIRLI CUMALAR

عَنِ بْنِ عَبَّاسٍ (رَضِيَ اللهُ عَنْهُمَا) قَالَ النَّبِيُّ (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ):

عَيْنَانِ لاَ تَمَسُّهُمَا النَّارُ
عَيْنٌ بَكَتْ مِنْ خَشْيَةِ اللهِ
وَعَيْنٌ بَاتَتْ تَحْرُسُ فيِ سَبِيلِ اللهِ.

Abdullah ibn Abbas (radıyallâhu anhüma) hazretleri, Efendiler Efendisi’nin şöyle buyurduğunu naklederler:

"İki göz vardır ki, Cehennem ateşi onlara dokun(a)maz:
Birisi Cenâb-ı Allah’a duyduğu saygı ve haşyetten dolayı hep ağlayan Hak erinin,
diğeri de Allah yolunda nöbet tutan yiğidin gözleridir."
(Tirmizi, Fezâilül-cihâd, 12)

CUMANIZ HAYIRLI BEREKETLİ OLSUN!

hafta sonuna yaklaşırken benim tüm hafta sonum planlarla dodu bile. iki günboyunca yemeklerde, ziyaretlerde olacağım... c.tersi kayınvalideme yemeğe davetliyiz. pazarda büyük bir ihtimal gürpınarda yazlıkta olan eşimin anneannesine. pazar erkenden yazlıkta oluruz büyük ihtimal. iki yemek daveti içinde ağır asaletli bir tatlı yapmam gerek acaba ne yapsam yaa...

DİPLİ NOTLAR:

* halıkaymazları yoluklara döşedim kaymıyo gerçekten kısss :P
* dün ilk defa beyazları yıkadım içeri kaçan birkaç renkli çamaşırlarımı boyamışşş ne yapçeeemmmm annem duymasın yüzüme tükürür vallahi :) akşama bir daha mı yıkasam...
* işte herşey yavaş yavaş yoluna girmeye başladı bu da beni daha rahat çalışmaya yöneltiyor.
* bu akşam anneme geçeceğim. ve planladıgım kaporta olayına dalabilirim... okuduğum kitapta annemde kalmış onuda unutmadan alsam bari..
* En son yürekler ölür kitabını bitirmedim çok basit geldi yazarımıza yakıştıramadım doğrusu...
nefes nefese tam düğüne denk geldiği için konuya tam vakıf olamadım annemden alıp hemen başlayacağım..
* Alacakaranlık kitaplarına başlamayı düşünüyorum okudunuz mu?
tugbatugba

22 Temmuz 2009 Çarşamba

biraz biraz

günlerim koşturmaca içinde devam ediyor. işler rayına girene, bünyem bu koşuşturmaya alışana kadar da böyle devam edecek sanırım. kolay olduğunu sanırdım ama hem çalışıp hem ev idare etmek gayet zormuş...
akşam bir koşturmaca ile eve dönüyoruz. ben hemen şöyle banyoya girip günün yorgunlugnunu lavaboda su ile temizledikten sonra direkt mutfağa koşturuyorum. bir önceki gece hazırladığım yemekleri (ki bir önceki gece hazırlamaya çalışyorum) servise hazır duruma getirirken bir yandanda orayı burayı toparlıyorum. iki kişi ne kadar dağıtabiir hemde evde yokken demeyin çok dağılıyor yaa çıldırcammm... yemeklerimizi genelde bekar usulu bir tabağa dolsurulmuş iki tür çeşit yemek, ellerimizde, tv karşısında yiyoruz. gün yorgunlugumuz tam raddinde olduğu için sandalyelerde oturma gücü bulamıyoruz. sonra mutfak toparlama faslı ki ben çok titizim bu konuda herşey ya yıkanıyor yada bulaşık makinesine diziliyor çamaşır suları gırla tükeniyor ( Allahhhhh razı olsun şu makineyi çıkartandan da ayrıca) sonra bir sonraki günün yemeği için hazırlık yağılıp kısık ocağa konuluyor gecenin sonuna kadar kısık ateşte pişiriliyor. bu arada ben hala dip köşe toparlamaya devam ediyorum. bir yandan da tatlı kuruyemiş vs. akşam keyif faslı hazırlıyorum. ama oturamıyorum daha. aradaki halım da bana ara ara operasyon düzenleyip kaydırıyor bir gün düşeceğim.günlerim genelde bu rutinde geçiyor ama ben bununla tatmin olmam daha aktif olmam gerek doping falan mı alsam. çünkü şu an sadece ev ile ilgileniyorum benim isteklerim benim yaşamım sosyal hayatım... hımmm diyorum ve düşünüyorum. size hala evimin resimlerini çekmedim.. eve gidince koşturmaktan unutuyorum...

*harry potter çıktı daha gidemedim... eşimde film zevklerimiz bu filmde ayrılıyor.
*alışverişim geldiiii... kocacım duymasın...
*bir ara kuaföre gidip kaporta düzeltmem gerek.
*o kadar çok koşturuyorum ki yıllardır gitmediğim tophanede gazete okumak geliyor içimden.
*kitaplarımı özledim kitap okumalarına başlamam gerek...
*ders çalışmam lazım 5 dersten kalmışım... ama uyus iktisatı geçmişim hehehehe
Mutluyum...
Evliliğim süper gidiyor...
tugbatugba

20 Temmuz 2009 Pazartesi

başka işimiz yoggggg herkes amuda kalkmış ayşe diyor!

balayı havasından yavaş yavaş dünya işlerine girerken bir baktım ki yazarların hepsinde ayşe ismi dolanıp duruyor...
heryerde bir ayşedir gidiyor. ayşe validemizin kemikleri sızlıyormu acaba... o ahlak timsalinin isminin nerelere kimlere verildiğini düşününce... bir okkalı yazı yazmadan bir çilekliye ugrayayım bir iki çift kelime kesin etmiştir iki güleyim öyle yazayım dedim ki can dündardan birkaç sözcük duydum çok güldüm cupp oturmuş olaya izninle çilekçiğim bende alacağım bu sözcük dizimini...vallahi bu hatuna mı yazıldı bu sözcükler bilmiyorum ama bence onun bedenıne tam oturdu....

iyi bir kalça sahibi olmanın, iyi bir kafa sahibi olmaktan daha fazla prim yaptığı bir ülkeden ne bekliyordunuz ki? Kafasını çalıştıranların kafasını koparırken, kalçasını çalıştıranları baş tacı eden bir toplumda nasıl çocuklara “Göğsünü değil, kütüphaneni büyüt” öğüdü verebiliriz ki?
can dündar

tugbatugba

17 Temmuz 2009 Cuma

HAYIRLI CUMALAR

"İnsanoğlu öldüğü zamanbütün amellerinin sevabı kesilir. Ancak şu üç şey müstesna : Sürekli devam eden sadaka, İstifade edilen ilim ve kendisine dua eden salih evlat." (Müslim: Vasıyyet 14)

cumanız mübarek dualarınzı kabul olsun...selam ve dua ile..

dün ilk misafirimi ağırladım. annemler bize çaya geldi elleri kollar dolu geldiler tabii... benim evden hala bir türlü bitmeyen eşyalarım, ay çöreği ve mozaik pasta getirmiş anneciğim sağolsun kızını düşünmüşte... bende onlara sütlü tatlı ve milföyden kolay bir börek yaptım hemencik... hoş sohbet le de bir tadlandılar ki sormayın...

tugbatugba

14 Temmuz 2009 Salı

geldimmm



işte geldim buradayımmm...
yoğun yorucu bir koşuşturmanın içinden çıktım bir haftalık dinlenme yetmedi ama işimizin başına döndük çok şükür.
az daha bir cinayetle sonuçlanacaktı bu iş ama son anda tuttular beni. mobilyacı bizi mahvetti... mobilyaları parça parça getirdi. çeyizi bile seremedik doğru düzgün. en son postayı kına gecemde getirdi. adamların üzerine yürüyecektim ama zor tuttular. amannn sakın haaa maskoya yolunuz düşerse GUSTO ADLI MOBİLYACIYLA tanışma hatta alışveriş etme gafletinde bulunmayın. adamların mobilyaları kaliteli olsada kesinlikle ve de kesinlikle tacir değiller... sabah 9 da gelecek yolda çıktı derler gece 12de mobilyayı indirirler birde üstüne yağ gibi üste çıkmaya çalışırlar... hatta evdeki misafirlerimize demişlerki bize zorla yaptırdılar. biz çok ısrar etmişiz hatta yalvarmışız... gebertçem adamları.. koltuklarımın rengini yalnış getirmişler ki kaç kere sordular... servis sehpamı yalnış getirmişler... sandıklı olacak olan puf sandıksıza dönmüş ve bunuda biz söylememişiz... saçma sapan işler işte...

neyse kına süper geçti... bütün mahalleyi, hatta sülaleyi, hatta ve hatta kendi düğünlerinde bile göbecik atmayan hatun kişilerin hepsini bir güzel oynattım... nikah da güzeldi... nikahımız bahçe şehir muhsin ertuğrul sahnesinde gerçekleşti... sagolsun nikah akdimizi başakşehir belediye başkanı mevlüt bey kıydı.. buradan kendisine teşekkür ediyorum. kalabalık, güzel bir nikahdı...

tatilimizde kısa bir abant yedi göller gezintisi yaptık.. yolculuğumuz ve günümüz çok güzel geçti. ondan sonraki günler ise yemeklerle yeni evime alışmakla geçti.. çok fazla alışamadım evime ama zaman herşeyin ilacıdır demi...

abant yedigöller tatil rsimlerini sonra yükleyeceğim... masam dolmuş taşmış onları temizliyorum... özlemişim buraları yahuuu...
tugbatugba
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...