
Abanttan sonra iki tane ayrım yaşadık ya gölcük diye bir yer varmış oraya gideceğiz ya da yedigöllere.. günü birlik gittiğimiz için bir yeri tercih etmek zorundaydık. biz de yedigölleri tercih ettik.

ilk önce çıktık... bayağı bir çıktık... sandım yaylaya çıkıyoruz. karadeniz, batı da olsa karadeniz işte hemen kendini yeşiliyle sık ağaçlarıyla belli ediyor.

çıkarken (yayla evleridir herhalde) çok dolu olmadığını düşündüğümüz evlerin arasından geçtik. dağ tepe diyar geçtik. çıktık çıktık... hatta ben bir ara korktum çünkü yollar bize bahsettiklerinden çok kötüydü... 25 km'yi 1,5- 2 saatte geçtik.. o kadar yavaş gitmek zorunda kaldık yani...


ve sonunda vardık ilk gölümüz İnce göl...


Bu da Sazlı göl...



buda su yılanımız...

göllerin içerisinde bol bol bulunan kurbağalardan sadece birtanesi.. kurbağa kermit mi acabaaa :P

Kuru göl...


Burada bir göbek profilimiz var ama :P

kuru göl köprüsü

serin göl



ormanın içerisindeki şelale


dilek çeşmesi

büyük göl.. en çok beyendiğim...

göllerimizi gezdik çok yorulduk.. ve dönüş yolumuza girelim dedik yolumuza geyik çıksın diye çok dua ettik çünkü serbst yaşam alanları bölgesiydi çıkmadı maalesef..

sonundada boludağına tırmanıp şahane bir dağ şöleni eşliğinde yemeklerimizi yedik..


yedigöller efsanesi hakkında kısa bir bilgi;
Göllerin isimleri: Sazlıgöl, İncegöl, Küçükgöl, Deringöl, Büyükgöl, Kurugöl ve Seringöl’dür.
edigöller isminin hikayesi ise bilinen rivayet efsanelere göre şu şekildedir: Bu yedigölün bulunduğu yere 7 evli çift gelmiş.Bunların her biri bir yere ayrılmış.Büyükgölün olduğu yerde en büyük çift. Küçük gölün olduğu yerde ise en küçük çift kamp yapmış. Sazlıgölde ise damat geline sürekli saz çaldığı için sazlı göl olmuş. Nazlıgöldede gelin damada sürekli naz yaparmış bu yüzden orası nazlıgöl olmuş.Sabah bu 7 çiftin yerine 7 tane göl varmış.
tugbatugba