27 Şubat 2012 Pazartesi

hala ve hala hastayız..

*sevgili hastalık artık bizden gider misin!!!! diyesim geldi bir an. Harun  Emirin boğazdaki küçük kızarıklık bir hastalığa dönüşü verdi  yazımın ertesi günü... doktoru boyladık tabii... bu sefer de  gripal enfeksiyon geçirmişiz... hala atlatamadık hastalığı bugün antibiyotiğe başlamak zorunda kaldık...

hafta boyunca evdeydik elimde termometre harun emir kovaladım...
biraz kitap okumaya  çalıştım.. bu ay sonuna kadar ki kendisi 2 güne kadar bitiyor iki yarım kitabım var birinden size henüz bahsetmedim ama çok büyük zevk aldım bitsin hemen bahsedeceğim...

hafta sonu Harun Emiri havalandırmaya çıkardık biraz hava alsın da rahatlasın diye parkta gezdirdik salıncağa kaydırağa bindirdik ve anladım ki benim oğlum büyümüş el tutmak istemiyor :))) hee bu arada benim elimde de alkollü sprey ölsün mikroplarrrr... biraz yürüyüş derken eve geçiş... karnımız açıkmış hemen bir hamur mayalayıp geçen haftaların birinde yapmış olduğum pizzayı yapıp, pişirip, bir tepsi pizzayı mideye indirdik... sanmayın ki termometre elimden indi; her daim yanımda termometreli hatun oldum ben artık...
bu hafta sonu iki film izledik;
Güzel dedektif 
  bu kadının tüm filmlerini sıkılmadan izlerim bu filmide zevkle ayıla baıla izledim.. ama serini ilk filmi daha güzeldi bunu da dipnot bırakmadan geçemeyeceğim...
Sümelanın Şifresi: yahu Allah ım bizim türkler neden güzel bir film çekmezler babam ve oğlum ve incir çekirdeğini ve yeşil çamı tenzih ederek söylüyorum... fetih filminide henüz izleyemedim...
bazı espiriler güzel konu güzel ama kısır. çok daha iyi olabilirdi konu çok güzel mekan bir harika ama ben umduğumu bulamadım  genelde türk filmi izlediğimde böyle oluyorum.. neyse efendim bu benim düşüncelerim tabii...


* kullandığım gardolabım geniş ama kullanım alanları kısıtlı örneğin rafları dar ama uzun olunca rahat yerleşemiyorum.gardrob sepetleri var kullanan oldumu aranızda bilmiyorum fakat ikea da gördüm sanki ama hatırlaamadım bir ikea turu yapmam gerek ama önce şu mübarek havaların düzelmesi gerekiyor. ve hemen gardolabımın iç dizanını kullanılır bir hale getirmem gerek çünkü sığmıyorum...

bu akşam Mehmetle yeni bir diziye başladık. lostun yapımcılarından işte karşınızda Alcatraz ...

konumuz ;1963 yılında Alcatraz isimli hapishane bina yıpranması yüzünden kapatılıyor ve mahkumlar başka yerlere sevkediliyor en azın dan resmi söylenişi buaslında mahkumlar ve gardiyanlar kaybolmuştur.  yıllar sonra mahkumlar yaşlanmamış bir şekilde teker teker gün yüzüne çıkıyorlar... bir polis dedektifi bir yazar ve hayatını buna adamış bir ajan bu mahkumların sırrını çözmeye ve onları yakalamak için ellerinden geleni yapmaya başlıyorlar henüz ikinci bölümdeyiz bilindiği üzere sırrı henüz bizde tam olarak çözemedik cevaplanmamış milyonlarca soru var bakalım alcatraz ilk sezonunda neler gösterecek bize ve ikinci sezon onayını alabilecek mi...

şimdilik bu kadar...
tugbatugba




1 yorum :

3kişilikDünyam dedi ki...

Çok geçmiş olsun...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...